Geçtiğimiz günlerde bir Eurovision faciası daha yaşadık. 2005 Yılında yine bu sayfalardan sizlerle paylaştığım düşüncelerimin benzerlerini yazacağım. O gün ne demiştik? Aynen aşağı alıyorum.
Eurovision “Herkesin gördüğü gibi Yunan şarkısındaki Karadeniz havası çok dikkat çekicidir. Daha dün sözde Küçük Asya Soykırımı’nı anan Yunan ‘dostlarımız’, bugün “Pontus” yöresinden derledikleri bir ezgiyle bizden 12 tam puanı alabilmektedirler. Kıbrıs Rum Kesimi ile yaptıkları geleneksel paslaşmaları da geçerek soralım; hangi akla hizmet ederek biz bu Yunan şarkısına 12 puan veriyoruz? Kim veriyor? Cep telefonlarından mesaj gönderen vatandaşlar mı, yoksa TRT’ye jüri diye çıkarılan ve kimin adına karar verdikleri belli olmayan kişiler mi? 70-80 Milyon insanla dalga geçer gibi verilen bu 12 puanın hesabı sorulmalıdır. Ben buradan soruyorum. Eğer yüreği yeterse, TRT Genel Müdürü zat ve onun amirleri de sorsun, görelim.”
Yahu bu Türk milleti mevcut aşağılık duygusunu nasıl yenecek artık iyice merak etmeye başladım. Burada muhtemelen milletin günahını alıyorum ama milleti keriz yerine koyan birkaç zübük de gerçekten yalakalık sanatının en ince ayrıntılarını her Eurovision’da tam manasıyla sergiliyor.
Yarışmanın sonrasında bakıyorum gazetelere, herkes komşu komşuya oy verdi görüşünü dile getiriyor.
Evet biz de komşumuz, canımız, ciğerimiz Azerbaycan’a bol keseden verdik 12 tam puanı. Ancak gel gelelim neredeyse pornografik bir gösteri sergileyerek İngiliz dilinde söyledikleri o abuk sabuk şarkıya puanları kerhen verdiğimize inanıyorum. Hatta bu kerhen durumu yukarıda bahsettiğim zübükler için bile geçerli…
Azerbaycanlı kardeşlerimizin böyle bir şarkıyı finallere nasıl gönderebildiğine çok şaştım. Ancak Avrupalılar meydanda neredeyse anadan üryan dans eden kızları çok beğenmiş olacaklar ki, oylarını esirgemeyip Azerbaycan’ın o şarkısını finallerde yarışmaya değer görmüşler. Bana sorsalar, değil yarışmaya sokmak ortaya konan şeyi bir sanat eseri olarak görüp şarkı diye nitelemekten dahi kaçınırdım.
Gelelim bizim tarafa… Yakışıklı gencimiz güzel bir çalışma yapmış. En azından ben beğendim. Hakkı da bence daha üst sıralarda yer almaktı. Ama olmadı. Olmasını beklemek de biraz hayal. Öncelikle parça İngiliz dilinde değil idi. Ortada çıplak çıplak dolaşan hatunlarımız da yoktu. O zaman ne bekliyorsunuz? Teşhir ve sanatı birleştirebilmek kolay olmasa gerek. Biri teşhiri iyi yapar, biri sanatı. Ama Avrupalı Türk’ün teşhircisini daha çok sevdiğini bir kez daha ispatladı.
Tekrar gelelim oylamaya. Tamamen siyasi kaygılarla yapılan oylamalarda Yunan-Ermeni-Rum dayanışmasını iliklerimize kadar hissettik çok şükür. Üstelik bu dayanışmaya da iddialara göre telefon oylamaları ile halkımız tam katkı sağladı. Yani Türk Halkı 12 puanla Azerbaycanlı kardeşlerini ilk sıraya koyarken “Hepimiz Ermeniyiz” sözünü doğrularcasına Ermeni komşulara da tam 10 puanı layık gördü. Yunan komşularımızı da 7 puanla ihya ettik.
Şarkılara bakıyorum, ya bu halk müzikten ve sanattan gerçekten hiç anlamıyor ya da, birileri Türk halkının adını kullanarak, birilerine haysiyetsizce jestler yapıyor. Eğer böyle bir durum varsa -ki olmaması şaşırtıcı olacak- birilerinin de artık çıkıp bu rezaleti kamuoyu ile paylaşması elzemdir. Kim, kime, kimin adına oy kullanıyor? Artık bu ortaya çıkarılmalıdır.
Peki neden Türkiye hala Yunan’dan, Rum’dan ya da Ermeni’den tek bir oy bile alamıyor? Çünkü onlar itibarlarını böylesine ucuz jestlerle ayaklar altına alacak kadar alçalmıyor, buna değecek bir karşılık bulacaklarına da inanmıyorlar.
Haa bu oylamayı yapan şirket de bir Türk şirketidir. Çıkıp yazdıklarımızı, şüphelerimizi yalanlasalar ona da inanmaya çalışırız. Diyebilirler ki oylamalarda hiçbir hile yok.
O zaman Azerileri birinci çıkaran Türk Halkı işgalci, katliamcı ve soykırımcı Ermenileri de neredeyse Azeri kardeşleri kadar sevdiklerini göstermiş olacak. Öyle değil mi?
Hadi Yunan’a 7 puan verdik sanat adına diyelim ama, Türkiye’de adeta bir milli mesele olarak görülen Eurovision’da Ermenilere giden 10 puan gerçekten benim içimi acıttı.
“Karabağ’ı iyi ki işgal etmişsiniz, iyi ki binlerce masumu katletmişsiniz, iyi ki yüz binleri yerinden yurdundan etmişsiniz, iyi ki soykırım iddialarını gündeme getirip Türk milletini soykırımcı diye dünya kamuoyuna takdim etmişsiniz” deseydik sanki daha anlamlı olurdu.
Peki ya kardeşlik zırvaları ne olacak şimdi? Türk ile Ermeni’nin, Yunan’ın, Rum’un kardeşliği. İhanet demeye dilimiz varmasa da, yapılan zübüklüğün bu sözde kardeşlik mavallarına ne katkı sağlayabileceğini ben de merak ediyorum.
Keşke biri çıksa da bize açıklayıverse bu zübüklüklerin nedenini. Biz de “hatamızı” anlayıp söz konusu kardeşlikten bahsedebilsek.
Hakan Cem Işıklar
supreme clothing
Kasım 28, 2023Thank you for your entire labor on this site. My niece takes pleasure in conducting research and it is simple to grasp why. My spouse and i hear all relating to the compelling mode you provide reliable information via your website and increase contribution from some others on this matter and our child is always starting to learn so much. Have fun with the rest of the new year. You’re performing a remarkable job.